Boykot hareketi işgal makinesini besleyen ana damarları kesmeye devam ediyor! KFC tam 108 şubesini kapattı
Bireysel tüketicilerin satın alma tercihleri ve davranışları yoluyla sosyal ve siyasi değişimin aracı olabilecekleri fikri tarihin en derinliklerinden beri var olsa da günümüzde de etkisini sürdürüyor. 2024 yılında boykot darbesi bu sefer KFC'yi vurdu. KFC boykot nedeniyle Malezya'da 108 şubesini geçici olarak kapattı. ABD'li restoran zinciri, Malezya'da başlatılan boykotun ardından 108 şubesinin kepenklerini indirdi.
Tüketici tercihlerinin sadece ekonomik kararlar olmadığı, aynı zamanda etik, siyasi ve sosyal boyutlarının da olduğu kabul görmüş bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor.
Dünya çapında İsrail işgal makinesini besleyen ana damarları kesmeye çalışan boykot hareketi özellikle İsrail – Filistin savaşının ardından geniş çaplı tüm dünyada karşılık buldu.
Hamas’ın 7 Ekim saldırısının ardından başlayan İsrail – Hamas Savaşı süresince birçok ülkede bir protesto biçimi olarak boykot karşımıza çıktı.
Türkiye’de de sosyal medya platformları yoluyla paylaşılan ve her gün çoğalan markalar listesiyle kitleler boyunca boykota maruz kaldı.
KFC MALEZYA’DAKİ OPERASYONLARINI DURDURDU
Tüm dünyayı etkisi altına alan boykottan KFC de nasibini aldı.
Dünya’nın en büyük ikinci restoran zinciri olan ve dünya çapında 130 ülke ve bölgede 21.000’e yakın restoranı bulunan KFC’nin Malezya’da 600’ün üzerinde şubesi bulunuyor.
Malezya’daki sahibi ve operasyonlarını yürüten QSR Brands, ülke genelinde 108 şubesinde faaliyetleri geçici olarak durdurdu. Başkent Kuala Lumpur’un Jalan Ipoh, Jalan Sultan ve Tamam Melavati bölgelerindeki KFC şubelerinin kapalı olduğu görüldü.
Malezya’nın Kelantan eyaletinde KFC şubelerinin yüzde 80’i geçici olarak kapatıldı. Bunu, 15 şubenin kapatıldığı Johor eyaleti izledi.
İSRAİL’İN EKONOMİK TEHDİTLERİ İŞE YARAMIYOR
Tarihten bu yana süregelen İsrail – Filistin meselesinde boykot önemli bir silah olarak öne çıkıyor.
Geçmişe baktığımızda 1973 Yom Kippur Savaşı’ndan sonra İsrail’i çevreleyen Arap devletleri ekonomik boykotu güçlü diplomatik bir silah olarak kullanmayı başardı.
Orta Doğu’da iş yapan ABD firmaları adeta kıskaç altına alındı. Baskıya dayanamayan firmalar Arap devletlerini seçti.
Ülkeler bazında ekonomik boykot Orta Doğu diplomasisinde kendini gösterdi.
SİVİL BOYKOT GİRİŞİMLERİ
Boykotu başarıya ulaştıran unsurlardan birisi kolektif olması.
Siyonizm karşıtı ve Filistin yanlısı kişi ve gruplar da İsrail işgal güçlerinin yaptığı haksızlıkları önlemek için çeşitli boykot çağrılarında bulunuyor. Kültürel, akademik ve ekonomik boyutlardaki boykotlar etkili yöntemler ve ses getiriyor.
Özellikle sosyal medyada başlatılan boykot kampanyalarının yaygınlaşması durumunda o markaya kısa vadede finansal olarak dönemlik zararlar verebiliyor.
Bu konuda yapılan araştırmalar ise boykotların hedefledikleri sonuçlara ulaşmada etkili olabileceğini ama bu etkinin sınırlı kalabileceğini gösteriyor. Burada devamlılık konusu devreye giriyor.
Tam bu noktada BDS hareketi, boykotu sistematik bir hale getirmeye ve neredeyse bir yaşam tarzı olarak sunmaya gayret ediyor.
Boykotların uzun vadeli başarısı, insanların ilgisini ve desteğini sürdürebilmelerine bağlı kalıyor.
İsrail’in 7 Ekim’de Gazze’de başlattığı, artık bir soykırıma dönüşen bu süreçte tam 8 ay geride kaldı.
Hepimizi sorgulamaya sürecine sokan bu dönemde kolektif hareketler, bir yandan devletlerini harekete geçirmeye bir yandan da bireysel olarak yapabileceklerini hayata geçirmeye çalışıyor.
ULUSLARARASI FİRMALAR BOYKOT HAREKETİNİN KISKACINDA
İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik başlattığı saldırıların ardından bu harekete destek veren ya da bu yönde açıklamalar yapan uluslararası firmalar da dünya çapında boykot ve protestoların kıskacında.
ABD’li restoran zinciri KFC örneğinin yanında McDonald’s, Pizza Hut, Starbucks, Domino’s, Unilever ve Nestle gibi şirketlerle protesto ve boykot kampanyalarıyla karşı karşıya kalan Batılı markalar arasında yer alıyor.